22 Şubat 2016 Pazartesi

hastalık!

Yaşam tarzlarımız hastalık yaratıyor!

Bizi modern sitelere, rezidanslara davet ediyorlar. Güzel arabalarla cezbediyorlar. Her an her şeyden haberimiz olmalı, kim ne giymiş, ne yemek yemiş, kim kimden ayrılmış! Sosyal medyaya bağlı kal, cep telefonun elinden düşmemeli.

Bir şey almak istedin ama yeterli paran mı yok? Sorun değil! İster ev ister güzel bir ayakkabı. Kredi kartları ne güne duruyor.

Ama bunun için daha fazla çalışmalısın. Plazalar yeni çalışma alanları. İster müdür ol, ister çaycı. Hepsi aynı değil mi? Modern köle olmadığını kim söyleyebilir?

Şehirler büyüsün, yeşil alanlar küçülsün. Kesilen 2 ağaç sorun değil! Yerine AVM'ler dikilsin. Alacağımız nefesten, çıplak ayakla basacağımız yeşil çimlerden daha önemli o mağazaların vitrinleri.

Sonuna kadar tüket, sakın üretme. İki günlük dünya. Anı yaşa, carpe diem!

Sakın hareket etme, altında araban var. Olmasa da hemen satın al. Arabasız adam olur mu? Kimse bakmaz sonra yüzüne.

Fast yaşa, fast ye! Zaten zaman sınırlı. Kilo al bir güzel. Biraz spor salonlarını dene. Bir kaç hafta git. Olmadı mı? Mide küçültme, liposaction. Biraz paran varsa hepsi halledilir.

İlişkileri de tüket. Anlayış, hoşgörü, empati mi? Bunlar gereksiz ne de olsa. Kötü ol hatta. Kötü iyidir. Herkes seni sevsin. Seni seven böyle sevsin. Tahammül etsin. Olmadı mı? Kapı açık, kimsenin nazını çekemezsin!

Düşünme, okuma, sorgulama. Nasıl olsa senin yerine düşünen büyüklerimiz-liderlerimiz var. Onlardan daha iyisini bilecek değilsin ya.

Hepimiz biliyoruz, sen de biliyorsun. Bir şeyler hatta neredeyse tamamı. Yanlış gidiyor. İyi olsun diye uğraştıkça daha da batıyorsun. Her alanda kaybediyorsun. Kalelerin yıkılıyor. Kandırılıyorsun anla. İlüzyonlara kanıyorsun!

Çok fazla vaktin kalmadı. Bu gidiş gidiş değil. Anlamalısın, bir an önce dönmelisin bu yoldan!



...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder